20070221

Yabancı indie sahnesinde bir Türk ismi: Adem İlhan

birkaç dakika önce, bir Türk ismini keşfettim: Adem İlhan. Bu ismi nereden bulduğuma gelirsem:
Four Tet , son zamanlardaki favorilerimden birisi. Post/rock, electronica, experimental yönleri birleştiren, "tek kişiden" (Kieran Hebden) oluşan bir proje. Akustik enstürmanları kullanması, ama bir yandan da müziği tamamen bilgisayara dayandırıyor olması, beni uzun süre etkileyecek gibi. Bu kişinin ilk işi ise "Fridge" adında bir post-rock grubu. Grup, 3 okul arkadaşından oluşuyormuş. Fridge elemanları, geçen süre içinde eğitimlerine devam etmiş, aralarda bazıları solo işler yapmış. Şu anda bu solo işleri ve Fridge albümlerini bulmaya/dinlemeye çalışıyorum ağırlıkla. Bu grubun içinde yer alan diğer isimlerden birisi kim dersiniz? Konuyu bağlamam gerektiğine göre, Adem İlhan olmalı.

Bir diğer benim için ilginç nokta da, birkaç gün önce mp3 çalarımda Adem isimli birinin mojo pin kaydını görmüş olmamdı. Jeff Buckley ve Tim Buckley Tribute albümünde yer alan bir şarkı, ismi ilk sıraya yerleşince dikkatimi çekiyordu, hep "Türk değildir, benzerliktir" diye düşünüyordum. Öyle değilmiş, Bu şarkı, Adem İlhan'ın yaptığı bir kayıtmış. şimdi oturup merakla dinledim. Akustik gitar ve farklı vurgularla yorumlamış, güzel olmuş ilk dinlememe göre.

Kendisiyle ilgili kısa zamanda karşıma çıkan başka bir bilgi de şu şekilde: Başta elektronik tabanlı çalışan birisi olup (Fridge, son döneminde yoğun sample kullanımlarıyla göze çarpan bir grupmuş) sonradan bu şekilde elektroniğe kaymasını da bir kaza olarak tanımlamış, ama sonrasında da özünü bulmuş.

Bu "scene" içinde Türk isimler rastlamak, kesinlikle çok heyecanlandırıcı oluyor, değil mi?

*aDiL

20070214

Jeff Buckley - Live at Sin-é kayıtları

Bugün, Live at Sin-é kayıtlarını dinlediğim ilk gün. Tekrardan Jeff Buckley'in gücünü hissettim. 2003 yılında çıkan ve 2CD içeren Legacy Edition adı altında yayınlanan versiyonu, -şu ilk kez dinlediğim anlarda bile- yeri asla doldurulamayacak bir albüm olduğunu anlatabiliyor.

Sadece gitarı, sesi ve bunları kontrol eden ruhu yer alıyor bu canlı kayıtlarda. Albümün bir kısmı Jeff Buckley'in seyircilerle kurduğu sohbet/diyaloglardan oluşuyor, son derece samimi, insanı sıkmayan, zaman zaman gülümseten, zaman zaman hüzünlendiren anlar bence. Kalanı, daha önce yayınlanmamış olan pek çok cover (hiçbirini tanımıyordum öncesinde.) ve Grace'de yer alan unutulmaz şarkılarının birkaçı. Monologlar, bu şarkıların süresinden çalmışa benzemiyor. Bu albümde yer alan yaklaşık 20 şarkı, müzik beklentilerinizi karşılayacaktır mutlaka. Bu albümün yerini doldurulmaz yapacak olan şey, eğer birkaç saat boyunca Jeff Buckley'in sesini efsane Hallelujah şarkısındaki duyguda, ve gitarını tüm odayı dolduran temiz ruhuyla dinlemek istediğimde tercih edeceğim bir albüm olacak olması.

Kulağınızda sadece Jeff Buckley'nin anlattıkları, sanki kendinizi "orada" hissedercesine yakınınızda. İnsan bazen daha fazla ne isteyebilir ki?

20070201

DJ Shadow _ Endtroducing... ( ve sorular)

bugün, başlıkta adı geçen albümü dinlemeye başladım. çok akıcı bir albüm, önceden UNKLE'ı oldukça seven biri olarak, aradığım/beklediğim/(belki de ihtiyaç duyduğum) bir albüm.

Guiness'te "tamamen samplelardan oluşan ilk albüm" olarak yer alıyormuş. yani, albümde kullanılan tüm şarkılar/besteler, bir şekilde başka parçalardan alınmış örnek seslerin kullanılmasıyla oluşturuluyor. 90'ların en önemli albümlerinden birisi, DJ Unkle'ın ise yayınladığı ilk LP'si. nasıl o samplelardan bu güzellikte bir bütün yaratabilmiş, çözemiyorum. Scratch'le üzerinde oynanmış vokal örneklerini seçebiliyorum aralarda, o kadar :) ne beklemilisiniz peki albümden? UNKLE'i biliyorsanız, benzer beatler bekleyebilrsiniz, trip-hopun biraz hüzünlü havasını bekleyebilrsiniz, asla abartı kullanılmamış scratch'ler bekleyebilrsiniz, zaman zaman düşük tempolu, ama hala güçlü sesler bekleyebilirsiniz. eğer ritm tabanlı müziklere alışık değilseniz, başta garip gelebilir. basit ritmler beklenmemesi gerektiği, prodüksiyonda bu alanın odak noktası olmasından tahmin edilebilir. elbette ki yetenekli kişiler en iyi ve orjinal eserleri yaratacaktır, kullanılan ekipmanlardan ve yöntemlerden bağımsız olarak.

DJ Shadow'un tam bir plak manyağı olduğunu bir belgeselde hayranlıkla öğrenmiştim. gittiği şehirdeki plak satan dükkanları teker teker tesbit ettiği, bazılarının alt depolarındaki binlerce plak arasında saatlerce vakit geçirdiğini, başka insanlar, djler o dükkanlara ulaşamasın diye şehirdeki telefon kulübelerindeki rehberlerden o dükkanların telefonlarını içeren sayfaları yırttığı söyleniyordu. böyle davranan bir insandan sıradışı işler beklenmeli bence. jazdan, hip-hop'a, soul'a, rock'a bir çok türde şarkıdan örnekler kullanmış. yarattığı tür ise, ....., dinleyin, ve görün. internetten bulmak zor değil. işinizi zorlaştırmadan benim kullandığım linki veriyim, high quality vbr, 2 cd, her zip ayrı açılabiliyor.)

Disc 1
Disc 2
( upload eden kişi her kimse teşekkür ediyorum. )


alttaki linkte bu albümde kullanılan samplelarla ilgili bilgiler de bulunuyor. benim sorum da burda başlıyor aslında :)

o girdideki "entroducing: " başlığının altında yazan şarkılardan birkaçına sahip birilerin var mı?

ikinci sorum da breakbeat nasıl üretilir :) bir yerde bu konuyla ilgili yazılara denk gelmişsinizdir belki.

(sonradan gelen not :) wikipedia yardıma yetişir:
.... The only piece of kit Shadow used to produce the album is the AKAI MPC60 12bit sampling drum machine.
Şu anda 2 adet akai mpc3000 kullanıyormuş, bir laptop, pro tools, pitch transposer. daha ne olsun :)
Sanırım breakbeatleri burdan elde ediyor. Breakbeatlerle ilgili bilgisi olanların hala yardımına ihtiyacım var. )

teşekkürler.

*aDiL

.. the stage is set.
.. listen to this, just..listen to this, just..listen

.. fruity loops'taki örnekler işe yarar mı acaba :) sequencerlar, looplar, ritm işini halleder gibi.