20070324

neden sessiz buralar

biliyorum pek işe yarayamıyor burada yazdıklarım. Çok şey anlatsam, takip edilmiyor diye üzülürdüm bu sefer, ama beni buraya çok sık yazmaktan bir şekilde alıkoyan nedenler var. Neler mi? Burada konu sadece müzik. Bildiğiniz gibi artık adımınızı attığınız her yerde müzik bulabiliyorsunuz internet üzerinde. Myspace deseniz, her türlü grup hakkına fikir edinmenizi sağlayabiliyor. Youtube'da istediğiniz klibe hatta canlı performanslara ulaşabilirken, wikipedia ve last.fm üzerinden sanatçının kim olduğunu, dahil olduğu akımları, benzer müzik üreten kişileri (bunu seven bunu da sevdi tadında) öğrenebiliyorsunuz. Albüm mi dinlemek istiyorsunuz, girin bir torrent sitesine, şanslıysanız diskografi karşınızda. Olmadı girin sevdiğiniz sağlam forumlardan birine, türlere göre istediğiniz gibi dolaşıp bilgi edinin (albüm indirip dinleyin=) ) ya da şu anda üzerinde yer aldığınız blog sistemindeki diğer kullanıcıları araştırın, mutlaka birileri albümü upload edip link verniştir blogunda. isterseniz taşınabilir müzik çalarınıza podcastleri atın, güncel haberleri dinleyerek takip edin. bütün bunları bir araya getirince, kısaca internetin nimetleri diyelim, artık bağımsız müziğe ulaşmak çok daha kolay. Belki sırf bu nedenle, ortalıkta dolanan her şeyi eleyip size en lezzetlilerini sunacak yerlere ihtiyaç var, ama herkesin de damak tadı aynı olmadığından bunu da en genel şekile halledebilmek olanaksız. Samimi bulmadıklarınızı eleyip, "a bunu ben de seviyordum, şurda bahsedilene de bir bakmalıyım o zaman" diyebileceğiniz, muhabbeti güzel siteler üzerindeki yazıalrı takip etmek yararlı oluyor. Dili Türkçe olan ve takip etmeye değer çok az yer var bence. Yan tarafta linki bulunan modernway blogu ekibi bir şeyler çıkartabiliyor ortaya. Indie müzik üretebilen gruplarımız parmak sayısını geçemiyorken, istanbul tabanlı fanzineler ya da çoğu arka planda kalan birkaç müzik dergisi umarım bazı kitlelerin ilgisini, çekebiliyor, onları bilinçlendirebiliyordur. Özel kitlelere hitap eden yerel radyolarımız da keşke daha çok olsa. bakınız istanbul'daki eksen, lounge fm, radiooxigen ya da ankaradaki tek dinlemeye değer radyo, RadyoOdtü'müz :) Ülkemizden çıkan, yazıda bahsetmediğim (bahsetmeyi unuttuğum -mümkün- veya farkında olmadığım) güzellikler varsa cevaplarınızı beklerim.

Sessizliğin nedenini tam olarak ortaya koymak gerekirse: ben buraya hiçbir şey yazmasam da, müziğe ulaşmak isteyen zaten amacına ulaşıyor. ( Bu "araştırmacı" kitleyi, bilinçli dinleyici olarak tanımlıyorum çoğunlukla.) Belki bilgileri edindiğimiz yerler gene bizden birileri tarafından hazırlanıyor, ama arkada daha geniş bir çevre oluyor çoğu zaman. tek kişi tarafından hazırlanan, geri bildirim veren, yeniliklere zorlayan takipçilere sahip olmayan, sadece etraftan toplama linklerle, yazılarla albüm download linkleri üzerine dayanmayan bir paylaşım ortamının ilgi çekmesi zor (umarım yanılmıyorumdur ). En kolayı aralarda sayfa renklensin diye youtube'dan video klipleri atmak, albüm tanıtmak bu tarz bloglarda. Neyse, onu bile yapamıyorum anlayacağınız :) Elime bazen çok fazla albüm geçiyor, bazen ne dinlesem bilemiyorum, bi albümü 1 hafta aralıksız dinleyemiyorum. Bu karmaşa içinde oturup yorum yazmaya çalışmak belki yavaşlamama neden olacağından bana da faydalı olabilir, değil mi? Hm, bi düşüneyim şu konuyu. Kendim için yazıyorum neyse ki:)

Madem bir mesaja başladım, haberlerle devam edeyim. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenecek olan konserlerden birisi, keşke orda olabilsem dedirtti. :
http://www.iksv.org/film/basin_bulten.asp?cid=208#7
Elbow ve I Am Kloot sahne alıyor, konsept John Lennon şarkıları temeline dayandırılmış. Elbette kendi albümlerinden de şarkılar seslendirecekler. Ne diyeyim, ah keşke orda olabilsem :)

şimdilik bu kadar, yakın zaman içinde tekrar görüşmek üzere:)

aDiL

20070314

3 cover (ve birkaç cümle)

son dönemde dikkatimi çekmiş 3 cover'ı paylaşmak istedim. mp3leri yarın bölüm hesabıma koyacağım, linkler iletiye verilen bir cevapta olacak.

Şarkı: Mark Ronson featuring Alex Greenwald - Just
Ojinal Sanatçı: Radiohead
Paylaşma nedenim: bugunkü rock şenliği dahilinde sahneye çıkan bir grup sahnede bu şarkıyı yorumlamaya çalışmıştı. (önemli bulduğum birkaç nokta aşağıda)

The Quantic Soul Orchestra - Feeling Good
Orjinal Sanatçı: Anthony Newley and Leslie Bricusse. 1966 musikali The Roar of the Greasepaint-the Smell of the Crowd için yazılmış. (bu bilgiyi yeni öğrendim.)
Paylaşım nedenim: Şarkı bugün dikkatimi çekti. feeling good'un günümüz gençleri arasında popülerliğini sağlayan grup muse olmuştu, origin of symmetry albümü ve oldukça orjinal, grup yapısı içinde eritebildikleri bir yorumla. o kaydın dışında pek çok farklı yorumu bulunan bir şarkı Feeling Good. Paylaştığım şarkıya gelirsem: the quantic soul orchestra, kendini isminde özetleyen bir grup. soul. orchestra. the quantic isimli oluşumun bir alt ayağı gibi, türü kendi içinde özelleşmiş. ayrıntılı bilgi için: google, wikipedia, http://www.quantic.org/. fikir edinmek için mp3'ü dinleyebilirsiniz.

Elbow - Teardrop (canlı)
Orjinal Sanatçı: Massive Attack
Paylaşım nedenim: Biraz ender bulunur bir kayıt olduğunu düşünüyorum. 22 Eylül 2003 tarihli black sessions kayıtlarının ilk parçası. Teardrop'u sevenler için ayrı bir tad verebilir. Özellikle şarkıyı bu sefer erkek bir vokalden dinlemek biraz tedirginliğe sebep olabilir, kayıt kalitesinin yüksek olmamasından dolayı dinlerken çok akıcı gelmeyebilir. Elbow'la tanışmak için en iyi fırsat değil belki de. cover konseptine uyarak, sağlam brit/indie müzik yapabilen bir grubu tanıtmak istedim ilgilenenler için.

şimdi, bugünkü performanstan yola çıkıp, konuyu arada bir miktar dağıtıp birkaç cümle daha eklemek istiyorum bu yazıya:

Just'ı yorumlayan grubun adını vermekte sakınca görmüyorum: Well Behaved. Kendini indie/brit-pop/post-punk diye tanımlamışlar, coverladıkları grupları afişlerine gururla (?) koyuyorlar. Merak ediyordum, denk geldi, ilk defa izledim. Vardığım sonuç: Daha yaptıkları işin farkında olmayan bir grup. daha da genel gidecek olursam: eğer bu tarzları takip etmek istiyorsanız, türkiye'de çıkan her gruba rahatlıkla negatif önyargıyla yaklaşabilirsiniz, grubu izlediğinizde hayal kırıklığına uğramazsınız en azından. raindog bir bu iki. nokiasupersound'daki benzer şekilde kendini pazarlamaya çalışan gruplar deseniz, altyapı, yaratıcılık ve müzikal değerlendirmeden yoksun şeyler sunmaktan başka iş yaptıklarını görmedim (neredeyse tamamının). kopya bile olamıyorlar çoğu zaman, kendi özlerini yansıtmak nerde ... yok eğer
modern rock, hatta ve hatta post rock, müziği sevmiyorum diyorsanız, hala dinlemediğiniz iyi isimler veya kişisel müzik sınırlarınız vardır.

türkiye'deki bağımsız müzikle ilgili bir yazı okumuştum. bu yazıyı paylaşmak için uygun zaman olduğunu düşünüyorum. belki farklı bakış açıları kazanmanızı sağlayabilir. biraz taraflı, ama olan biten hakkında uzaktan da olsa fikir veriyor. ( özellikle istanbul tabanlı modern müziği türkiyeye taşıma amaçlı gruplar var, henüz bir kalite standartı oluşamamış olsa da ). Link

! türkiye'deki bağımsız müzik piyasasıyla ilgili en ufak bir kaynak biliyorsanız, bana iletebilirseniz çoook sevinirim. özellikle basılı medyayı merak ediyorum. dergiler, özel web siteleri, demo/split CD'ler ... . !

ayrıca eğer -rock genel başlığındaki- konserlere giden bir müzik dinleyiciyseniz, lütfen (!) azla yetinmeyin, kötü yorumları/performansları alkışlamayın. eğer parçadaki sesleri anlayamıyorsanız, bütünlük yoksa, kompozisyon yoksa, boşuna kendinize eziyet etmeyin, illa grubu destekliycez diye yırtınmayın. tekrardan söylüyorum: alkışlamayın! biraz kalite aramak
sizin de hakkınız. karşınızdaki kişilerin müzisyen olması gerektiğini unutmayın. onların görevi en iyi performansı sergilemek. ses sistemindeki genel sorunlar için belki grubu kötülemeye gerek yok, ancak bu noktada da işin başında (organizasyonda) sorunları çözebilen kişiler olmasını dilemek de aynı şekilde sizin hakkınız. eğer dinlediğiniz müziğin kültüründe vurdumduymazlık/basit cümlelerle anlatım oluşturmak yoksa (olabilir, bence bir nevi yaklaşımdır, samimi olduğu sürece isteyen yapsın, isteyen takip etsin) yanlışlıklara göz yummamalısınız. eğer boş vakit geçirmek için kullanmıyorsanız böyle aktiviteleri, mutlaka seçici davranın !

ODTÜ MT hakkında fazla bir şey demek istemiyorum. Eminim ki sahneye çıkacak kalitede grup bulmakta bile zorlanıyorlardır.

*aDiL